17 Kasım 2013 Pazar

KIRMIZI ELBİSE

 Geçtiğimiz yıl ilk defa kendime vakit ayırabilecek vaktim oldu. Kızım anaokuluna sabah gidiyor ve akşam 5 te dönüyordu. Bende tüm günümü dikş dikmeye ayırabiliyordum. İşte ''dikiş blogu'' kavramıyla da geçen yıl tanıştım. Bloglarda gezinirken keşke bende diktiklerimi paylaşabilsem hissine kapılırdım hep. Çünkü çok üretkendim. İşte bu paylaşımlarımı hep geçen yıl diktim. Bu yıl kızım 1. sınıfta, dikişe şöyle istediğim gibi vakit ayıramıyorum.
Aslında bu elbisemin bir omuz detayı var. Fotoğraflarda çok belli olmamış. Galiba kumaşım çok ince olduğundan üzerimde bile tam istediğim etkiyi vermiyor. Ancak ben yinede söyliyeyim. Ön bedeni keserken bir omuzu diğerinden 10-15 cm daha enli kesiyoruz. Dikerkende arka omuza büzdürerek dikiyoruz. Bilmem anlatabildim mi. Ben bir kımızı aşığı olarak bu elbiseyi omzundaki detay amacına ulaşmış olsada olmasada çok severek giyiyorum. Dün de bir doğum günü için siyahlarla kombinleyerek giydim. HEPİNİZE BOL DİKİŞLİ GÜNLER..

16 Kasım 2013 Cumartesi

KÜÇÜK KAZAK

 Kız kardeşimin oğlu, bizim sevgili Aras'ımız için bir kumaş buldum. Tam küçük bir delikanlıya göre dedim daha kumaşı görür görmez. Kızıma küçük gelen bir pijama üstünü ölçü aldım. Kumaşın üzerine koyup ona göre kestim.
  Bu tip esnek kumaşlarda küçük kesim hataları pek farkedilmediği için dikişe yeni başalayanlar için uygulaması daha kolay diye düşünüyorum. Kollarda kesilir kesilmez hemen omuz dikişlerini attım.
 Üst resimde gördüğünüz şeritler ise yaka kol ve etek ucu ölçülerinden biraz daha kısa kesildi, lastik gibi toplasın ve satın aldığımız kazaklardaki havayı versin diye.
 Omuz dikişlerinden sonra kollar takılacak ama ondan önce kol ucu bantlarını taktım ki kol altından dikiş geçerken hepsi birden dikiliversin bir çırpıda.

  Yakayı da tam bu esnada takıyoruz yine. Yaka bir kıyafetin en göze çarpan yeridir. Kollar takılmadan onuda takalım ki kollar elimize dolaşmasın, yakayı asıltmasın, en temiz yakayı çıkarabilelim.
İşte sonuç. Bir iki saatte biten rahat bir kazak. Bugün kafam biraz karışık. O yüzden yazı ve anlatım da karışık oldu galiba. Ama bitirmeden vermem gereken bir ipucu daha var. Esneterek diktiğimiz yaka ve kol bantları daha uzun ömürlü olsun ve giyerken esnesin diye hafif zikzak ayarında dikiyorum. Hepinize BOL DİKİŞLİ GÜNLER..

14 Kasım 2013 Perşembe

TEŞEKKÜRLER...

 Kış gelipte havalar soğuyunca neden bilmem kendimi bir tek jean pantolonun içinde güvende hissederim. Diktiğim her yeni ceketi ya da montu da hep jean pantolonla kombinlemek gelir içimden. Hoş bazısı uyar bazısı uymaz. Ama bu ceket bence jean pantolon için yaratılmış. Daha doğrusu onu ben yarattım kotlarımla giyerim diye.:))
Kumaş gümüş simli olduğu için bende gümüş renk düğmeler ve takılarla kullandım. Genellikle bu ceketi hep bu tarz kombinledim. Kalıp yine çok eski Burda'larımdan. 2003/07 nolu derginin 108 nolu ceket modeli. Aslına bakarsanız onlar gömlek-ceket diye adlandırmışlar ve şifondan astarsız olarak çalışmışlar. Ben bu kalıpla iki ceket diktim. Diğeri daha baharlık bir model. İçinde kendimi bulduğum, çok severek giydiğim bir ceket. Bu arada takip ettiğim tüm dikiş bloglarının bana üye olması ve güzel yorumlarda bulunması beni çok mutlu ediyor. Kendimi ünlüler dünyasına girmiş gibi hissediyorum. Malum bizim platformumuz, sanatımız, zanaatımızda bu olduğuna göre bi nevi doğru bir şey hissediyorum sanırım. Son bir yılımı tüm dikiş bloglarını çok sıkı takip etmiş biri olarak geçirdiğim için dikiş bloggerları arasında olmak benim için çok önemliydi. Her birinize ayrı ayrı TEŞEKKÜRLER.. BOL DİKİŞLİ GÜNLER...

12 Kasım 2013 Salı

KIRMIZI KABAN

 Kırmızı rengin enerijisini artık bilmeyenimiz yok. Kendime en çok yakıştırdığım ve içinde en iyi hissettiğim renktir. Geçen yıl kumaşçımda metresi 4 tl'ye bu kadifeyi bulunca evin batmasına falan aldırmadım. Bir hafta boyunca her yer kırmızı kadife parçalarına bulandı. Günde üç defa süpürdüğüm oldu. Ama ben sonuçta bu sıcacık tutan rahat güzel kabana kavuştum.
  Önüne ve arkasında bir elbise kalıbını kullandım. Önlerini geniş tuttum çift düğme yapabilmek için. Yakasını ise sevdiğim bir ceket yakasını genişletip, uzatarak kullandım. Kol kalıbı ise tek parçadan oluşan bir başka kalıp. Yani anlayacağınız toplama bir ceket kalıbı oldu bu.
 Astarı ise yine pazardaki kumaşçımda bulduğum orjinal bir kumaş. Sanki çanta astarını anımsatıyor bana. Ben astarlarımın illa ki kumaşa tam uymasını pek sevmiyorum. Bu şekilde değişik astarlar çok hoşuma gidiyor.
BOL DİKİŞLİ GÜNLER...

DENİM CEKET

 Gördüğüm kadarıyla bütün dikiş blogları tek bir konudan şikayetçi; Burda kalıpları. Ben bu sorunu sevdiğim kalıplarda küçük oynamalar yaparak çözdüm. Yani yeni bir model denemek istersem sevdiğim bir eski kalıbı o modele benzetmeye çalışıyorum. İşte bu denim ceket de benim yıllardır hiç vazgeçmediğim ve çok sevdiğim bir ceket kalıbımdır. Burda dergisi 2003/11 nolu sayının 125 nolu kısa mont kalıbı. Aslında önü çift düğmeli ama ben önlerini daraltarak, yakasını bazen kullanıp bazen kullanmayarak, cep ekleyerek yada bel bandlarını iptal edip boyunu daha çok uzatarak yılardır kendime türlü türlü ceketler diktim ondan.
İlk bahar yaklaşıpta benim denim ceket ihtiyacım ortaya çıkınca önce gidip almaya niyetlendim. Sonra kumaşçımda gördüğüm bu eskitme deseni verilmiş kot kumaşı çok uygun bir fiyata (4-5 tl gibi)bulunca bir deneyeyim olmazsa bir tanede alırım dedim. Bel bandlarıydı, britti, cepti derken birde evdeki metal düğmeler çok uyunca hoşuma gitti ve denim ceket ihtiyacım giderilmiş oldu. Klan kumaşımdan birde etek diktim ancak birlikte giyip takımlamadım hiç. Başka bir postta paylaşırım onuda.
 Bu günde Çanakkale'mizde hava yazdan kalma olunca Kordon' a gidip bir hava alayım dedim.
Fotoğraf daha iyi olabilirdi biliyorum ancak başkalarından rica ettim(yaşlı bir teyzeden). Oyüzden tekrar tekrar çektirmek istemedim. Şimdilik bu kadar. Ben nihayet hayatta yapmak istediğim beni mutlu eden uğraşımı buldum. İnşalah sizde bulursunuz. HEPİNİZE BOL DİKİŞLİ NEŞELİ GÜNLER...

10 Kasım 2013 Pazar

TALİHSİZ MONT

 Ne zaman kumaşı şöyle fazla fazla alıp rahat rahat dikeyim desem başıma hep aynı şey gelir. Bu projede de aynısı oldu.3 metre kaşe bazı yerlerinde hataları olmasından dolayı çok uygun bir fiyata alındı ve sonra terlsikler üst üste gelmeye başladı. İlk olarak kaşe kalın bir kumaş dar gelmesin diyerek bol kestim. Sonra daraltıp traşlayım derken çok daralttım sırtı kastı. Dizlerime kadar inen bir model yapıyordum ki ağır geldi, demode durdu derken... En sonunda komple söküldü, etek boyu kısaldı. Eteğin çıkan kumaşlardan sırt kulpları tekrar kesildi. Kollar traşlandı ve belden kopartılıp geniş bir korsaj koyuldu. Bütün bu süreç bir aya kadar sürdü. Tabi bu arada bir müşterimin mont siparişi de hiç dokunulmadan iade edildi o moral bozukluğuyla.
Bütün bunlar geçen yıl yaşandı. Sonuçta çok şık bir montum oldu ama kaşe hafif hafif tüylenme yapmaya başladı. Çok uzattım biliyorum ama inanın bu özeti. Yani anlayacağınız çok talihsiz bir mont oldu.                                                                                                                                              Bu gün 10 Kasım Atatürk'ümüzü Anma Töreni başlamadan okulun bahçesinde kızım çekti bu fotoğrafı. HERKESE BOL DİKİŞLİ NEŞELİ GÜNLER...
ATAM SENİ ÖZLEMLE ANIYORUZ..