Sarı ceket astarı da takılınca bitti. Şu an sadece önüne iki düğme istiyor. Onları da en kısa zamanda hallederim. Aslında kumaşı gayet güzel, ağır ve dökümlü duruyordu. Ancak içine tela ve astar girince çok fazla aşağı doğru salmadı kendini. Kol boyu da birazcık daha uzun olabilirdi. Astarını taktığım son aşamayı atladım biliyorum. Ama bitirip te giyince dayanamadım. Hemen son halini paylaşmak istedim.
Özellikle siyahlarla kombinledim ki ceket iyice ön plana çıksın. Kumaşın rengi ve tonundan gayet memnun kaldım. Çok ufak özeleştirileri yukarıda yaptım zaten. Güzel ve değişik bir çalışmaydı. En kısa zamanda beyaz ağırlıklı bir kombinle de paylaşmayı düşünüyorum. Kalıp bilgileri ve dikiş aşamaları için buraya ,buraya ve buraya bakabilirsininiz..
Herkese mutlu baharlar. Aydınlık günler..
1 Nisan 2014 Salı
31 Mart 2014 Pazartesi
ÇİZGİLİ TRİKO
Son diktiğim çizgili trikomu tamamen bu eteğin üzerine giymek için diktim diyebilirim. Kalıp kullanmadım. Şöyle beğendiğim bir tişörtümü kumaşın üzerine yatırıp bir de göz kararı kol kestim. Yakayı da bant ile döndüm ve bitti gitti. Bir ara yakaya nasıl bant döndüğümü fotoğraflarla anlatacağım.
Tüm hafta sonunu bu triko ile geçirdim. Cumartesi günü bir ev gezmesi için eteğimle kombinledim. Bu aralar gördüğüm yeni bir akım var. Aynı renklerin kullanıldığı farklı desenler kombinleniyor. Örneğin kazayağı ile puantiye yada kareli ve gravat desenler aynı kombinde buluşuyor. Bende bu iki kumaşı aynı gün almıştım kumaşçımdan. Daha alırken bu kombin oluşmuştu aklımda. Aslında bunların üzerine bir de sarı ceket tam uyardı ama malsef o yetişemedi.
Pazar günü ise oy kullanımı sonrası küçük şehrimizi şöyle bir gezerken ,yine üzerimde çizgili trikom vardı.
Sevgili küçük kızımın ise ojelerini kıyafetlerine göre sürdük. Siyah üzeri pembe noktacıklar.
Yine Cumartesi günü gezmeye giderken kızıma sevgili Anneannesinin diktiği yazlık puantiyeli elbisesini üzerine hırka alarak giydirdim ( daha doğrusu kendisi illede onu giymek istedi)
Tüm hafta sonunu bu triko ile geçirdim. Cumartesi günü bir ev gezmesi için eteğimle kombinledim. Bu aralar gördüğüm yeni bir akım var. Aynı renklerin kullanıldığı farklı desenler kombinleniyor. Örneğin kazayağı ile puantiye yada kareli ve gravat desenler aynı kombinde buluşuyor. Bende bu iki kumaşı aynı gün almıştım kumaşçımdan. Daha alırken bu kombin oluşmuştu aklımda. Aslında bunların üzerine bir de sarı ceket tam uyardı ama malsef o yetişemedi.
Pazar günü ise oy kullanımı sonrası küçük şehrimizi şöyle bir gezerken ,yine üzerimde çizgili trikom vardı.
Sevgili küçük kızımın ise ojelerini kıyafetlerine göre sürdük. Siyah üzeri pembe noktacıklar.
Yine Cumartesi günü gezmeye giderken kızıma sevgili Anneannesinin diktiği yazlık puantiyeli elbisesini üzerine hırka alarak giydirdim ( daha doğrusu kendisi illede onu giymek istedi)
28 Mart 2014 Cuma
ÇİZGİLİ TRİKO& KOT ETEK
Bu trikoyu dün gece kestim. Bu günde bitirdim. Cumartesi günü yarın da kombinleyeceğim. Sizlerle o zaman paylaşırım.
Kot eteğim ise geçen yaz kesilip, teğellenip bir kenara konan bir DIY projesi idi. Onun da bu gün dikişlerini geçiverdim. Kızımı okula almak için geç kalıyorum diye yazılar biraz hızlı ve kesik oldu bu gün. Kusuruma bakmayın. SEVGİLERR...
Kot eteğim ise geçen yaz kesilip, teğellenip bir kenara konan bir DIY projesi idi. Onun da bu gün dikişlerini geçiverdim. Kızımı okula almak için geç kalıyorum diye yazılar biraz hızlı ve kesik oldu bu gün. Kusuruma bakmayın. SEVGİLERR...
SARI CEKET 3
Sarı ceket için dün yine, kol takma ve astar kesmeyi tamamladım. Sizlerden gelen güzel iltifatlar sayesinde biraz daha kendime hız vermeye çalışıyorum. Bir yandan bahar mevsimi için 1-2 saatlik triko dikimleri ile uğraşıp bir yandan da ceketi bir an önce bitirip onun yükünden kurtulmaya uğraşıyorum..
Her zaman yaptığım gibi sırt robasını ayırmadan birleşik kestim. Bir de incecik bir kumaş fazlalığından dolayı sırt robası ile uğraşamayayım diye düşündüm.
Her zaman yaptığım gibi sırt robasını ayırmadan birleşik kestim. Bir de incecik bir kumaş fazlalığından dolayı sırt robası ile uğraşamayayım diye düşündüm.
26 Mart 2014 Çarşamba
BENDE MİMLENDİM
Sevgili Esra Sevgi Püskülün Belası Olmaya Geldim beni mimlemiş. Açıkçası ben bazı bloglarda bu mimlenme durumunu görüp merak ederdim. Şimdi mimlenmiş biri olarak sorularıma geçiyorum.
1. Neden ''blog'' adın?
Çünkü blog açmaya heveslendiğim o dönemde blog açmayla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. İsmine bile karar vermeden oturduğum ve uğraştığım bir gün, bilgisayara bir sürü isim girdim ancak sistem hiçbirini kabul etmedi. Aklıma ansızın sebepsiz yere '' HARİKA OLDU'' geldi. Bir tek onu kabul etti. Ve benim blog adım da o şekilde kaldı.
2. Hayat felsefeni belirleyen söz nedir?
''Çıktığın kapıyı asla çarpma.''
Ne zaman birine bir minicik parça bile tavır koysam, çok hafifte olsa birazcık kalp kırsam, hemen cezamı buldum ve bunu yaptığıma çok pişman oldum. O yüzden elimden geldiğince kırmadan geçmeye çalışıyorum insanların hayatlarından.
3. Kendinle ilgili 3'ü doğru 4 şey nedir?
1. Ailem ( yani eşim ve kızım) olmasaydı çoktan delirmiş bir kız kurusu olurdum.
2. Kilo konusunda takıntılıyım ve 55 kilonun üzerine çıkınca deliriyorum.
3. Çalışmak için iyi bir özgeçmiş ve temiz bir sicilim olmasına rağmen ev hanımlığını tercih ediyorum. Buna kızımı bahane gösteriyorum. Ama iyi mi yapıyorum yoksa kötü mü hep düşünür dururum.
4. İleride küçük bir butiğim olsun çok istiyorum. ( ama bunların hepsi doğru oldu)
Bende sevgili Hande ERDEDE, Neslihan ERYÜKSEL (DİKMECE), SİYAH DANTEL mimliyorum.
1. Neden ''blog'' adın?
Çünkü blog açmaya heveslendiğim o dönemde blog açmayla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. İsmine bile karar vermeden oturduğum ve uğraştığım bir gün, bilgisayara bir sürü isim girdim ancak sistem hiçbirini kabul etmedi. Aklıma ansızın sebepsiz yere '' HARİKA OLDU'' geldi. Bir tek onu kabul etti. Ve benim blog adım da o şekilde kaldı.
2. Hayat felsefeni belirleyen söz nedir?
''Çıktığın kapıyı asla çarpma.''
Ne zaman birine bir minicik parça bile tavır koysam, çok hafifte olsa birazcık kalp kırsam, hemen cezamı buldum ve bunu yaptığıma çok pişman oldum. O yüzden elimden geldiğince kırmadan geçmeye çalışıyorum insanların hayatlarından.
3. Kendinle ilgili 3'ü doğru 4 şey nedir?
1. Ailem ( yani eşim ve kızım) olmasaydı çoktan delirmiş bir kız kurusu olurdum.
2. Kilo konusunda takıntılıyım ve 55 kilonun üzerine çıkınca deliriyorum.
3. Çalışmak için iyi bir özgeçmiş ve temiz bir sicilim olmasına rağmen ev hanımlığını tercih ediyorum. Buna kızımı bahane gösteriyorum. Ama iyi mi yapıyorum yoksa kötü mü hep düşünür dururum.
4. İleride küçük bir butiğim olsun çok istiyorum. ( ama bunların hepsi doğru oldu)
Bende sevgili Hande ERDEDE, Neslihan ERYÜKSEL (DİKMECE), SİYAH DANTEL mimliyorum.
SARI CEKET 2
Bu gün bol resimli çok uzun bir post hazırladım. Cekette, çoğu gitti azı kaldı seviyesine geldim (inşallah). Öncelikle tüm parçaları tela ile kaplayıp ütüledim. Sonra sırt dikişini kapattım. Yan kulpları taktım.
Bunu yaparken iğneleri bu şekilde dikişe dikey biçimde takıyorum ki; kumaş kayma ve oynama yapmasın.
Ceketin birbirine paralel olan tüm dikişlerini çektim gördüğünüz gibi. Buna omuzlardaki penslerde dahil. Bu işlem bitince çok güzel bir şekilde ütüledim. Tüm payları açtıra açtıra, çok ama çok güzel ütülemek gerekiyor bu aşamada. Dikişin tüm esprisi ütüde hepimizinde bildiği gibi..
Kaç gündür kafamı kurcalayan klapa sorununu da simokin yakayı, şal yakaya çevirerek çözdüm. Bu şekilde yakanın ucundaki köşeyi yuvarlayarak kesip yakanın bitiş yerini biraz daha yukarı çektim.
Daha sonra bulabildiğim en uzun parçayı bu şekilde klapa olarak kestim. Ekli oldu. Ek yerini dikip güzelce ütüledikten sonra üzerine tela yapıştırdım. Böylelikle dikiş kısmı kalınlık yapmadı ve ek kısmı görünmeyen kısımda, içte kaldı..
Sonra yakanın üst kısmının dikişini attım ve yaka ile enseyi çok dikkatli bir biçimde bir birine diktim.
Ve en son olarak klapanın da ensede birleşmesini sağlayacak dikişi atıp klapayı boydan boya yakaya, yüzyüze gelecek şekilde, kaydırma yapmadan birleştirdim.
Dikiş fazlasını ince ama çokta derine kaçmadan kesip o kısmı önce açık sonrada katlayarak çok düzgün bir biçimde ütüledim. Şu an üstte gördüğünüz resimde kollar takılmış değil. Sadece koluma geçiriverdim. Az çok bitmiş haline benzesin diye. Kalıp sayısı2013/12 sayılı derginin 105 nolu kalıbı. Kesim aşamasını ise bu yazımda anlatmıştım. Kalıptan gayet memnun kaldım. Dergide ceketin ön kısmını üst üste bindirmemişler. Ama ben ön kısma tek yada iki adet düğme düşünüyorum. O şekilde kullanırsam üzerime oturması da daha iyi hale geliyor.
Astarı sanırım bu kumaştan olacak. Çokta önemli değil. İçte kalacak nasılsa. Bu arada boyu tam istediğim uzunlukta olamadı. Ben daha uzun düşünmüştüm. Ama kumaşım, parça kumaşçıdan alındığı için yapacak birşey yok.. Yinede ben çıkan sonuçtan çok memnun kaldım..
Herkese kucak dolusu sevgiler...
Bunu yaparken iğneleri bu şekilde dikişe dikey biçimde takıyorum ki; kumaş kayma ve oynama yapmasın.
Ceketin birbirine paralel olan tüm dikişlerini çektim gördüğünüz gibi. Buna omuzlardaki penslerde dahil. Bu işlem bitince çok güzel bir şekilde ütüledim. Tüm payları açtıra açtıra, çok ama çok güzel ütülemek gerekiyor bu aşamada. Dikişin tüm esprisi ütüde hepimizinde bildiği gibi..
Kaç gündür kafamı kurcalayan klapa sorununu da simokin yakayı, şal yakaya çevirerek çözdüm. Bu şekilde yakanın ucundaki köşeyi yuvarlayarak kesip yakanın bitiş yerini biraz daha yukarı çektim.
Daha sonra bulabildiğim en uzun parçayı bu şekilde klapa olarak kestim. Ekli oldu. Ek yerini dikip güzelce ütüledikten sonra üzerine tela yapıştırdım. Böylelikle dikiş kısmı kalınlık yapmadı ve ek kısmı görünmeyen kısımda, içte kaldı..
Sonra yakanın üst kısmının dikişini attım ve yaka ile enseyi çok dikkatli bir biçimde bir birine diktim.
Ve en son olarak klapanın da ensede birleşmesini sağlayacak dikişi atıp klapayı boydan boya yakaya, yüzyüze gelecek şekilde, kaydırma yapmadan birleştirdim.
Dikiş fazlasını ince ama çokta derine kaçmadan kesip o kısmı önce açık sonrada katlayarak çok düzgün bir biçimde ütüledim. Şu an üstte gördüğünüz resimde kollar takılmış değil. Sadece koluma geçiriverdim. Az çok bitmiş haline benzesin diye. Kalıp sayısı2013/12 sayılı derginin 105 nolu kalıbı. Kesim aşamasını ise bu yazımda anlatmıştım. Kalıptan gayet memnun kaldım. Dergide ceketin ön kısmını üst üste bindirmemişler. Ama ben ön kısma tek yada iki adet düğme düşünüyorum. O şekilde kullanırsam üzerime oturması da daha iyi hale geliyor.
Astarı sanırım bu kumaştan olacak. Çokta önemli değil. İçte kalacak nasılsa. Bu arada boyu tam istediğim uzunlukta olamadı. Ben daha uzun düşünmüştüm. Ama kumaşım, parça kumaşçıdan alındığı için yapacak birşey yok.. Yinede ben çıkan sonuçtan çok memnun kaldım..
Herkese kucak dolusu sevgiler...
25 Mart 2014 Salı
SİYAH& BEYAZ
Biliyorsunuz ki, en son sarı bir blazer ceket kesmiştim. Fakat yakasında çıkan bir problem yüzünden bir türlü elime almak istemiyorum. O yüzden de araya sürekli başka şeyler sıkıştırıyorum. Güzel giden havalar da beni daha yazlık, cıvıl cıvıl, tasarım yönü daha baskın, dikiş yönü daha hafif işlere yöneltiyor.
Bu yazılı, jarse kumaşı, parça kumaşçımda ilk gördüğüm hafta almamış ve pişman olmuştum. Çünkü bir blogger olarak ( artık kendimi bu şekilde görebilirim herhalde:) birazcık daha canlı, eğlenceli, tekdüzelikten uzak giyinmeliyim diye düşünüyorum. En azından ara sıra böyle yapmalıyım. Daha sonraki hafta o tek parçayı yine bulunca hemen aldım. Sarı ceket beni zorlayınca da kolay dikilmesinden ötürü hemen bu kalem eteği kestim.
Hemen hemen tüm Burda Dergilerinde verilen her hangi bir kalem etek kalıbı kullanılabilir. Ancak ben 11 yıl önce gittiğim dikiş kursunda kendi beden ölçülerime göre çıkardığım dar etek kalıbını kullandım. Arkası fermaur ve yırtmaçlı..
Bluz ise geçen yıl diktiğim kurtarıcı bir parça. Büyük ihtimalle bu yıl da kendime yine bir beyaz bluz dikerim. Geçen yıl ki zımba modasından dolayı göğüs penslerine üçer adet, sırt dikişine ise boydan boya belli aralıklarla zımba koymuştum. Eteğimi yazın bu şekilde, kışın ise siyah triko ve opak çoraplarla kombinlerim. Sevdim ben bu eteği. Çünkü gardrobuma bu tür değişik parçalar girmesi çok hoşuma gitmeye başladı.
Herkese bol dikişli, neşeli, mutlu günler...
Bu yazılı, jarse kumaşı, parça kumaşçımda ilk gördüğüm hafta almamış ve pişman olmuştum. Çünkü bir blogger olarak ( artık kendimi bu şekilde görebilirim herhalde:) birazcık daha canlı, eğlenceli, tekdüzelikten uzak giyinmeliyim diye düşünüyorum. En azından ara sıra böyle yapmalıyım. Daha sonraki hafta o tek parçayı yine bulunca hemen aldım. Sarı ceket beni zorlayınca da kolay dikilmesinden ötürü hemen bu kalem eteği kestim.
Hemen hemen tüm Burda Dergilerinde verilen her hangi bir kalem etek kalıbı kullanılabilir. Ancak ben 11 yıl önce gittiğim dikiş kursunda kendi beden ölçülerime göre çıkardığım dar etek kalıbını kullandım. Arkası fermaur ve yırtmaçlı..
Bluz ise geçen yıl diktiğim kurtarıcı bir parça. Büyük ihtimalle bu yıl da kendime yine bir beyaz bluz dikerim. Geçen yıl ki zımba modasından dolayı göğüs penslerine üçer adet, sırt dikişine ise boydan boya belli aralıklarla zımba koymuştum. Eteğimi yazın bu şekilde, kışın ise siyah triko ve opak çoraplarla kombinlerim. Sevdim ben bu eteği. Çünkü gardrobuma bu tür değişik parçalar girmesi çok hoşuma gitmeye başladı.
Herkese bol dikişli, neşeli, mutlu günler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)