En severek giydiğim parçalar genellikle kızımın babaannesinde kaldığı zamanlarda diktiğim parçalar. İşte bu güzel blazer ceket de onlardan biri. Bu kumaşı pazarda ki parça kumaşçımdan yok denecek fiyata aldığımda lahana gibi bir şeydi. Ama Gepetto ile Pinokyo hikayesindeki gibi aramızda bir his oluştu ve onu alıp eve getirdim. Yıkadım, ütüledim ve kumaşa resmen aşık oldum. Hemen kestim, biçtim, diktim ve bir daha aşık oldum. Çünkü en güzel kumaşlarımdan elde edemediğim tüm zerafet, asalet, ve kusursuzluğu bu cekette buldum. Sanırım iki yıl oldu. Hala en sevdiğim parçasıdır gardrobumun.
Ahşap düğmelerle süsledim ve sadece bir kere ütüledim. Çünkü bir daha ütü istemedi. Kollarına kumaş yetmediği içn ek yaptım. Baharlık bir ceket olduğu için o eklerin üzerine birde manşet ekledim.
Şimdi kollarını bazen sıvayarak bazen serbest bırakarak, kot ve atletlerimin üzerine giyiyorum. Bahar geldiğinde en vazgeçilmez kombinim oluveriyor. Ayakkabılarımı ise yine çok seviyorum ve bu kıyafeti tamamladığını düşünüyorum. İlkbahar geldiğinde çok severek giydiğim bu kobinimi umarım sizde beğenmişsinizdir.
Hepinize mutlu ve sağlıklı günler.