30 Ocak 2015 Cuma

SARI FİLELİ TRİKO

 Son bir haftayı çok ağır bir hastalıkla geçirdim.  Hamilelikten dolayı ilaç da kullanamadım. Öksürürken bebeğe veya bana zarar gelmesinden korktum. Çok şükür bu gün sadece çok az bir öksürük kaldı. Bu arada geçtiğimiz akşam, insatgramda paylaştığım, kesmek üzere yığılı kumaşlardan ikisini aynı projede değerlendirdim. Çok çok ince, sarı triko kumaşı ve sarı fileyi beraber kullanarak hem daha kapatıcı bir görünüm elde ettim hemde model yarattım.
 Yine kalıpsız ve basit kesim bir bluz oldu. İlk olarak trikoları kestim daha sonra kestiğim ön ve arka parça trikoları, yerde güzelce düzelttiğim file kumaşın üzerine yerleştirdim. Filenin boyu tam vermedi. Ama bu şekilde olması çok daha iyi oldu. Etek ucundan çıkan triko görünümü yanlız kalmasın diye kol ve yakayı sadece iki kat katlanmış triko ile yaptım. Baharda üzerine renkli kolyeler takarak altına kot yada (kiloları verebilirsem) beyaz pantolon giyerek, giyilebilecek kullanışlı bir parça oldu. Şu an göbek kısmı sarıyor ama doğum sonrası salaş duracak (inşallah).
Hemen yazlıklara geçtim gibi oldu ama hastalık süresince o derece sıkı ve kat kat giyindim ki kalkar kalkmaz renkli yazlık bir şeyler dikmek istedi canım. Ayrıca bir de bu gün saçlarımı kısalttırdım. 
Sağlıklı olduğumuz her gün, böyle bol gülücüklü günlerimiz olsun. Sağlığımızın kıymetini bilelim. SEVGİLER...

23 Ocak 2015 Cuma

DERİ DETAYLI LEOPAR ETEK

 Bildiğiniz gibi dün karne günüydü. Sevgili öğretmenimiz serbest kıyafet ve istediğimiz saatte gelebileceğimizi söylediğinden, biz öğleden önceyi evde geçirmeyi planladık. Yanlız bu arada benim kız ne giysem diye evin içinde kıvranırken   ''Annecim bana leopar etek diker misin?''dedi. Saat 12.00 da başlanan etek yarım saatte hazırdı. İki adet, üst kısmı alta göre çok hafif dar, iki adet de yanlar için dikdörtgen deri parça kullandım. Parçaları birleştirip alt ve üst dikişleri kapattım. Ayrıca beline de lastik taktım. Sonrasında zaten hemen giyip okula yollandık. Tüm notlarımız yeni not sistemine göre ''Çok iyi''.

Yine daha önce benim diktiğim kürklü hırka ve zımbalı, kahverengi botları ile kombinledi. Biz bu kombine bayıldık. Bir ara kot gömlek ile de nasıl duracağını deneyeceğiz. Herkesin, tüm öğretmen ve öğrencilerin yarı yıl tatillerinin güzel geçmesi dileğiyle SEVGİLER....

19 Ocak 2015 Pazartesi

MANTOMSU HIRKA

 Bu çok kalın ve çok kaliteli, güzel trikoyu, bu yaz gittiğim Gelibolu Pazarından almıştım. Açıkçası kesmeye kıyamıyordum. Ancak son günlerde diğer kaban ve montlarımın artık önleri gelmediğinden uzun bir hırka dikeyim diye düşündüm.  Kumaşın kalın dokusundan dolayı, bir hayli manto havasında bir hırka oldu. Kol oyuntusu vermeden, düşükten taktığım kolları ve kulp, pens gibi ayrıntıların olmamasından dolayı bir gecede bitti. Ertesi gün gittiğim defilede elbise üstüne ve bu gün gittiğim kızımın toplantısında da jean üzerine bence gayet iyi durdu.

 Birde akşam gittiğim MUDO mağazasında bulduğum çanta ve şapka ile kombinlenince tam havasını buldu sanki.
 Yanlız uzun bir gün boyunca sırtımda dolaştığım bu mantomsu hırkanın tek eksiği ceplerinin olmayışıydı. Onlarda şu anda takıldı.  Bu arada kalıp kullanmadım. Yakanın bu şekilde olması da tamamen bir yanlışlık sonucu. Ben ilk önce kendinden büyük salaş ve tek kat bir yaka düşünmüştüm. Ama bir dalgınlık sonucu keserken V yaka kesmişim. Çok şükür ki kalan kumaşımı o V kısma iki kat katlayarak ve uçlarını içe kıvırarak geniş olarak taktım. Ancak bu şekilde kurtarabildim. Kenarlarını içe bastırıp önce paça yapıştırıcı tela ile yapıştırıp sonrada elimle tutturdum. Dışından hiç dikiş görünmediği için cepleri de arkadan elimle diktim. 
  Yine çok içime sinen, çok sevdiğim bir parça oldu. Zaten hemen hemen diktiklerimin hepsini çok seviyorum sanırım. Eskiden albümü çıkan sanatçılara ''albümünüzde en sevdiğiniz şarkınız hangisi?'' diye sorulduğunda hepsinin verdiği klasik bir cevap vardı. '' hepsi benim çocuklarım gibi, hepsini çok seviyorum'' İşte benim içinde sanırım durum böyle. Bir kaç istisna dışında diktiklerimin hepsini çok seviyorum.

17 Ocak 2015 Cumartesi

YILDIRIM MAYRUK DEFİLESİ

 Bu gün çok hoş bir etkinliğe katıldım. Moda dünyasının önde gelen ismi Sayın Yıldırm Mayruk ve Barbaros Şansal Çanakkalemizde güzel bir defile düzenlediler. Ve çok şükür ki bende ordaydım. Aslında gözümü ayırmadan izlemem gereken bir defileydi ama ben sizlerle paylaşmak için bir kaç fotoğraf çekmeden edemedim. Her rengin ve her tür kumaşın kullanıldığı, çok farklı tekniklerin uygulandığı cesur ama zarif bir defileydi. İçlerinde bunu dikebilirim dediğim iki yada üç parça vardı. Diğer hepsi çok güzledi ama gerçekten çok zor, işçilik isteyen işlerdi. Şimdi bu güzel defilenin çekebildiğim en kaliteli fotoğraflarıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.








16 Ocak 2015 Cuma

 Kızım doğduğu zamanlarda dikiş açmak zor geldiğinden örgüye yönelmiştim. O günlerde, o derece çok örgü örmüşüm ki şu an canım hiç ip yada şiş görmek istemiyor. Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız soğuklarda, kızımın atkı ve beresinin epey eskidiğini farkedince ''aman ne öreceğim, dikerim olur biter'' dedim. Evdeki incecik, kaliteli, pembe trikoyu iki kat kullanarak ve üzerine de bordo trikodan fiyonklar kullanarak bu atkı bere takımını diktim. Bir iki saate biten basit bir çalışma oldu. Daha önceden hediye edilmiş eldivenlerimize de uydu.
Artık okula giderken hiç üşümeyeceğiz.

13 Ocak 2015 Salı

PİJAMA KURTARMA, BÜYÜTME ÇALIŞMALARI

 Kızıma pijama alırken yada dikerken genellikle, bilek ve bel kısmında lastik olmasına dikkat ederim. Ama bu pijamalar bize geçen yıl hediye gelmişti. Kızım her giydiğinde, kolları ve bacakları, yataktaki hareketinden dolayı birikme yapıyor ve çocuğu üşütüyordu. Geçen gün onun dolabını temizlerken aklıma son aldığım çok esnek ve çok pamuklu, bu penye geldi. Bir gece TV karşısında otururken çift kat geniş bantlar kesip pijamanın el, ayak ve bel kısmına tutturdum. Hem pijamanın boyu uzadı ve kulanım süresi arttı hemde artık bileklerinden yukarı çıkıp birikmediği için kulanışlı hale geldi. Bu şekilde iki takım pijamayı kurtardım.

Eski hali bu şekildeydi. Biyeleri keserek o şeritlerden taktım.

11 Ocak 2015 Pazar

JEAN PARKA

Blogumu açtığımdan beri parka, manto ya da ceket dikeceksem anlatımlı, adım adım şeklinde dikiyorum ki; bunun sebebi asla kimseye bir şey öğretmek değil. Tam aksine kendimi size borçlu hissedip bir an önce projeyi bitirmeye çalışmak ve böylece tez elden biten işlere imza atmak.
 Ama bu kot parkada öyle yapmadım. O yüzden de serdikçe serdim. Araya bir sürü başka iş soktum. Baştan aldığım kot kumaşın azlığı yüzünden biraz takıldım. Derken aldığım ilave parçadan neler ekleyebilirim diye düşündüm. Yani bir hayli oyalandım. Son bir haftadır üst parça ve astar bitmiş, kavuşmayı bekler haldeydiler. Fakat fermuarlı mı yapsam o mu bu mu derken geçen gece hadi bu da kolayından bitiversin deyip astarlayıverdim gitti. Sonra da önünü düğmeli yaptım ve belindeki tünele lastiği geçirdim.


 İlk aldığım kot kumaş ile sonradan aldığım kot arasında çok hafif bir ton farkı var. Ayrıca kol ve sırt kısmında kotta hafif harelenmeler var. Ama ben onları hiç takmıyorum. Kolları ilk kestiğim haliyle gözüme kısa gibi görününce sonradan aldığım kumaştan ucuna ek yaptım. Spor dikişlerle filan süsledim. Yakayı da gördüğünüz gibi gayet basit çalıştım. Kalıp olarak ise son zamanlarda elimden düşmeyen eşimin eskiyen sweatshirt'ünü kullandım. Omuzlarındaki o parçalardan ve de kol evlerinin rahat olmasından dolayı bu kalıptan diktiğim ikinci kaban tipi projem. İlki için tık tık..
 Ön veya arkaya kendinden kapak koymak isterken  kumaşım yetersiz olduğundan ve kumaş aldığımda da artık o kısımları kapatmış olduğumdan dolayı omuzları bu şekilde süsledim. Astarı da bu şekilde taktım. Yani bu projeye daha yapılabilecek bir sürü şey varken sıkıldım ve bitiriverdim gitti.
Doğum sonrası ön kısmındaki düğmeler olsun, bel kısmındaki lastik olsun çok daha iyi duracak. Ama yinede bu halimle de giyebileceğim bir parka oldu. Hala elimde kalan parçalardan var. Belki sonradan seyyar bir kapşon da eklerim.